Özel Güvenlik Görevlileri Görev Alanı Dışında Hangi Yetkilerini Kullanabilir?

özel güvenlik şirketleri görev dışında çalışma

Özel güvenlik şirketleri çalışanlarının yetkileri 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun 7. maddesinde sayılmıştır. 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun “Özel güvenlik görevlilerinin yetkileri” başlıklı 7. Maddesine göre özel güvenlik görevlilerinin yetkileri şöyledir;

a- Koruma ve güvenliğini sağladıkları alanlara girmek isteyenleri duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle arama, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme

b- Toplantı, konser, spor müsabakası, sahne gösterileri ve benzeri etkinlikler ile cenaze ve düğün törenlerinde kimlik sorma, duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle arama, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme

c- Ceza Muhakemesi Kanununun 90 ıncı maddesine göre yakalama

d- Görev alanında, haklarında yakalama emri veya mahkûmiyet kararı bulunan kişileri yakalama ve arama.

e- Yangın, deprem gibi tabiî afet durumlarında ve imdat istenmesi halinde görev alanındaki işyeri ve konutlara girme

f- Hava meydanı, liman, gar, istasyon ve terminal gibi toplu ulaşım tesislerinde kimlik sorma, duyarlı kapıdan geçirme, bu kişilerin üstlerini dedektörle arama, eşyaları X-ray cihazından veya benzeri güvenlik sistemlerinden geçirme.

g- Genel kolluk kuvvetlerine derhal bildirmek şartıyla, aramalar sırasında suç teşkil eden veya delil olabilecek ya da suç teşkil etmemekle birlikte tehlike doğurabilecek eşyayı emanete alma.

h- Terk edilmiş ve bulunmuş eşyayı emanete alma.

i- Kişinin vücudu veya sağlığı bakımından mevcut bir tehlikeden korunması amacıyla yakalama.

j- Olay yerini ve delilleri koruma, bu amaçla Ceza Muhakemesi Kanununun 168 inci maddesine göre yakalama.

k- Türk Medeni Kanununun 981 inci maddesine, Borçlar Kanununun 52 nci maddesine, Türk Ceza Kanununun 24 ve 25 inci maddelerine göre zor kullanma.

Ayrıca Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinde de, “Özel güvenlik birimleri ve görevlileri, görev alanında bir suçla karşılaştığında suça el koymak, suçun devamını önlemek, sanığı tespit ve yakalama ile olay yerini ve suç delillerini muhafaza ve yetkili genel kolluğa teslim etmekle görevli ve yetkilidir. Bunlar genel kolluğun olaya el koymasından itibaren araştırma ve delil toplama faaliyetine genel kolluğun talebi halinde yardımcı olur.” şeklinde belirtilerek genel kolluğa verilmiş bazı yetkilerin sınırlı olarak özel güvenlik şirketleri görevlilerine de verilmiş olduğu görülmektedir.

Özel Güvenlik Yetkilerini Görev Alanı Dışında Kullanabilir Mi? 

Özel güvenlik şirketleri görevlileri bu sıfatlarını görev alanı içerisinde ve mesai saatleri içerisinde kazanır. Görev alanı dışında veya mesai saatleri dışında herhangi bir görev ve sorumluluğu bulunmadığı için herhangi bir yetkisi de bulunmaz. Yukarıda yazmış olduğumuz yetkilerden; Türk Medeni Kanununun 981'inci maddesine, Borçlar Kanununun 52'nci maddesine, Türk Ceza Kanununun 24 ve 25'inci maddelerine göre zor kullanma yetkileri ile Ceza Muhakemesi Kanununun 90'ıncı maddesine göre yakalama yetkisi dışındaki yetkileri kullanamayacaktır. Bu yetkiler şartlar oluştuğu takdirde herkes tarafından kullanılabilecek yetkiler olduğu için özel güvenlik görevlileri görev alanı içerisinde olup olmadığına bakılmaksızın bu yetkileri kullanabilecektir.

Özel güvenlik şirketleri görevlileri aşağıda açıkladığımız yetkiler dışındaki yetkileri görev alanı dışında kullanamayacaktır. Aşağıda açıkladığımız yetkiler ise aslında şartları oluştuğu takdirde herkes tarafından kullanabilecek yetkiler olup özel güvenlik görevlisi sıfatını taşımasından kaynaklanmamaktadır.

Türk Medeni Kanunu
1. Savunma hakkı
Madde 981- Zilyet, her türlü gasp veya saldırıyı kuvvet kullanarak defedebilir.
Zilyet, rızası dışında kendisinden alınan şeyi taşınmazlarda el koyanı kovarak, taşınırlarda ise eylem sırasında veya kaçarken yakalananın elinden alarak zilyetliğini koruyabilir. Ancak, zilyet durumun haklı göstermediği derecede kuvvet kullanmaktan kaçınmak zorundadır.

Zilyet kavramını basitçe açıklamak gerekirse kişinin bir mal üzerindeki fiili hakimiyetidir. Zilyet olabilmek için o eşyanın sahibi olmaya gerek yoktur. Bu madde ile zilyetin mallarına gasp veya rızası dışında bir saldırı yapılırsa zilyet bu saldırıyı savuşturmak için zor kullanabilecektir. Bu maddeye yapılan atıf ile özel güvenlik şirketleri görevlileri de güvenliğini yaptığı kişi veya kurumların mallarına yapılan bir saldırıyı defetmek amacıyla zor kullanma yetkisini vermişlerdir. Bu saldırıları engellemek için özel güvenlik orantılı olacak şekilde zor kullanabilir veya faili kovalayabilir. Bu kovalama esnasında görev alanı dışına dahi çıkmış olsa bu yetkisini kaybetmeyecektir. Örneğin kişinin hırsızlık için girdiği binadan aldığı eşyalarla site dışına dahi kaçmış olsa sitenin özel güvenliği tarafından kovalanarak yakalanması ve zor kullanılarak eşyayı geri alması mümkündür.

Türk Borçlar Kanunu

Maddede her ne kadar Borçlar Kanunun 52. Maddesine atıfta bulunulmuşsa da bu maddeye denk gelen hüküm 6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunun 64. maddesi olmaktadır.
2. Sorumluluk
MADDE 64- Haklı savunmada bulunan, saldıranın şahsına veya mallarına verdiği zarardan sorumlu tutulamaz.
Kendisini veya başkasını açık ya da yakın bir zarar tehlikesinden korumak için diğer bir kişinin mallarına zarar verenin, bu zararı giderim yükümlülüğünü hâkim hakkaniyete göre belirler.
Hakkını kendi gücüyle koruma durumunda kalan kişi, durum ve koşullara göre o sırada kolluk gücünün yardımını zamanında sağlayamayacak ise ve hakkının kayba uğramasını ya da kullanılmasının önemli ölçüde zorlaşmasını önleyecek başka bir yol da yoksa, verdiği zarardan sorumlu tutulamaz.

Maddede zorunluluk hali ve meşru müdafaa halinde verilen zararlardan sorumluluğunun bulunmayacağı düzenlenmektedir. Kişiye veya mallarına yapılan bir müdahaleyi defetmek için zor kullanılabileceğini ve bu zor kullanma sebebiyle meydana gelen zararlardan sorumlu olmayacağına ilişkin maddedir. Kanunun bu maddesinden şartları varsa herkes yararlanabilecektir. Bunun için özel güvenlik şirketleri görevlisi sıfatını taşımak gerekli değildir.

Kanun ve Amirin Emri

Kanunun hükmü ve amirin emri
Madde 24- (1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.
(2) Yetkili bir merciden verilip, yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz.
(3) Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur.
(4) Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından engellendiği hallerde, yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur.

Yukarıdaki madde kamu görevlilerinin amirinin emrini uygulaması sebebiyle sorumlu olmayacağını belirtir. Amirin emri bir hukuka uygunluk sebebidir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken husus amirin kim olduğu konusudur. Özel hukuk sözleşmeleri ile oluşturulan bir hiyerarşik ilişki sebebiyle üstü konumunda bulunan kişinin vermiş olduğu emir bu kapsamda değerlendirilmeyecektir. Örneğin özel güvenlik şirketleri görevlisinin müdürü konumunda bulunan bir kişinin vermiş olduğu zor kullanma emri bu kapsamda değerlendirilmeyecek ve özel güvenlik görevlisi suç işlemişse sorumlu olacaktır. Fakat Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun 6. Maddesinin 2. Fıkrasında belirtilen; “Kamu güvenliğinin sağlanması yönünden 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ile vali ve kaymakamlara verilen yetkiler saklıdır. Bu yetkilerin kullanılması durumunda özel güvenlik birimi ve özel güvenlik personeli mülkî idare amirinin ve genel kolluk amirinin emirlerini yerine getirmek zorundadır.” Hükmüne göre valinin verdiği emir sebebiyle zor kullanan özel güvenlik görevlisi bu madde kapsamından yararlanabilecek ve hukuka uygunluk sebebi oluşacaktır.

TCK’nun 24/3. maddesine göre verilen emir suç teşkil ediyorsa bu emri yerine getirilemez. Eğer özel güvenlik şirketleri görevlisi suç teşkil eden bir emri yerine getirmişse bu hukuka uygunluk sebebinden yararlanamaz ve emri veren ile birlikte sorumlu olur.

Meşru Savunma

Meşru savunma ve zorunluluk hali
Madde 25- (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.

Özel güvenlik şirketleri görevlileri kendisine veya bir başkasına yönelmiş hukuka aykırı bir saldırıyı saldırıyla orantılı olacak şekilde savunabilecektir. Burada önemli olan saldırının haksız olması gerekmektedir. Mevcut saldırı sadece kişinin canına değil malvarlığı hakkına yönelik de olabilir. Yine bu saldırıyı defetmek isteyen özel güvenlik bu maddeden yararlanacaktır. Özel güvenlik görevlisi haksız saldırı ile bu saldırıyı defetmek için uyguladığı savunmadaki ölçüyü iyi ayarlamalıdır. Kademeli şekilde ve orantılı güç uygulamalıdır